30 Ekim 2010 Cumartesi

20-21. hafta

20. haftanın notlarını yazamadan 21. haftada sona erdi.
Detaylı ultrasonda tamamlandı. Hızlı kilolar alındı. 2 günde birer kilo aldığıma doktorumu ikna edemedim. Tartı bozuktur dedi, günde bir kilo alacak kadar yersen bu adam yandı dedi. Geçen hamileliğimde de olurdu, hop günde bir kilo artardı kilom. Neyse ki sonra bir müddet dururdu. Bilimsel bulunmasa da olurdu;)

Bizim kız iki ultrasondur elleriyle suratını kapıyor, inada bindiriyor yüzünü göstermiyor. Parça parça kulaklar burun hakkında biraz fikir sahibi olduk.

Kız, abisi öpünce abisine abi demeye de başladı tiz sesle:))

UE, 40 günlük fotografına bakıyor, çok küçüktün inga inga diye ağlar süt içerdin, dişlerin yoktu çünkü diye anlatıyorum o sırada. Kendisinin de küçük olduğu fikri hoşuna gidiyor. Kardeşinin süt içmesine itiraz etmemeye başladı.

Bu haftalarda ya üşütmekten ya da haftanın getirdiklerinden karnımda sancı hissettim. Kurum doktoru ağrı kasıklarına doğru değilse korkma dedi. Yapılan tahlillerde beyaz küre dışında her şey olağan çıktı. Doktorunu ara istersen dedi. Ama geçen hamilelikte beyaz kürenin hamilelikte yüksek olabileceğini doktorum söylemişti. Ve sıcak bişiyler içince sancı da geçince, 2. hamileliğin ferahlığıyla aramadım doktorumu. UE'nin 20. haftasında ciddi kabızlık eşliğinde giren sancıları hatırladım. Daha sıkı giyinmeye dikkat ediyorum. 2 kere oldu ikisi de sabah saatlerinde. Ve sonrasındaki doktor kontrolünde sancıların bebekle ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Havalar bir ısınıp bir soğumasa daha da ferah sıkı sıkı giyinebileceğim.

Premaman'dan biraz hamile kıyafeti aldım. Bir elbisede aklım kaldı, gidip onu da alacağım sanırım.

Doktor geçen hamilelikte olduğu gibi gene tekrarlardı. Artık bilen bilmeyen sizin hamile olduğunuzu anlayacak. Çünkü her hafta yana öne 1 cm göbeğiniz büyüyecek. Gebelik.org'da da okumuştum, bu haftadan itibaren göbekten yapılacak ölçümle gebelik haftasının belirlenebileceğini.

Kilo Artışı: 5.5
Haftanın Sıkıntısı: Karın ağrısı.
Haftanın Heyecanı: Detaylı Ultrason.
Pıtırcık: 419 gram.

27 Ekim 2010 Çarşamba

23. ayda yazacaktım, anca...

23. ayda yaptıkları...

10.10.10 kıymetli tarihinde "üç tane fıstık bitti" cümlesi teyzesinin aaa 4 kelimeli cümle uyarısıyla benim ilk farkettiğim 4 kelimeli cümlesi oldu.

Kafiyeleri yakalamaya başladı. Kemer dediysem, hemen Tamey (Tamer) diye ekliyor.
Ama dendiyse mutlaka mama diyip kahkahayı basıyor. Nerden içsin kuzu su, o anasının kuzusu cinaslı kafiyesini yakalamasını bekliyoruz:P

Konuşmalar arasında sevdiği değişik bulduğu kelimeler varsa hemen tekrar ediyor, "acaba", "demek ki" favorileri.

Olumsuzluk ekini yapabilirlik olarak kullanıyor: gitme demek yerine gideme, öpme öpeme.

Palamutla sarmaş dolaşlar.

Giyinmem de giyinmem faslındayız. Bazen şirin dede (yılların şirin babasını dedesi şirin dede yapmış, üstelik teyzesinin evindeki gözlüklü şirini şirin dede eylemişler dede torun) istediği için, bazen sakın giyme dediğimiz için, bazen de sen giymezsen biz giyelim diyerek, bazen kapıdaki taksi UE çoraplarını giymediği için gitmiş giyersen gelir heveslendirmesiyle kış insanı yapıyoruz UE'yi.

Kendini fındık fıstığa vurmuş durumda, doktorunun alerjen olabilir üç yaşına kadar kaçının uyarısını rafa kaldırdım. Haladan Gaziantep dönüşü fıstık istedi, ama sonra burda var getirme dedi.

Playdoo oynamak bu aralar favorisi. Oyuncaklarını yatmadan önce toplama eğitimine başladık. Hain kuşumuz playdooları UE açıkta bıraktığı için kaptığı gibi götürmüş.Neyse ki kuşu yakalayabilenler var evde:)) UE, kuşun playdoolarını aldığını görünce sesleniyor kuşa emir edasıyla "kuş getir, kapıdan".

Yer yatağından kendi yatağına geçti. Çılgın inişlere karşı yer yatağı yatağının önünde. Uyurken o yatağına yatıyor ben yer yatağına, elini tutarak uyuyoruz. Babanne yatağı 2 numara büyüyene kadar geri bekleme:)

Bilimum araçlar dizili oyuncaklarda, otobüs, tren, arabalar, kamyonlar, tırlar, motor, bisiklet...

Üç bayıldığı sayı. Anneyi ne kadar seviyorsun, üç. Kaç tane fıstık yersin üç. Ve üç taneyi sayabiliyor, iki tane verdimse üç istiyor.

Zeytin delisi, babannesinde kırdığı kahvaltıda 25 zeytin rekorunu tekrar görmesek de 15 zeytin garanti.

Ayısını da indirmiş arabaya (dedesiyle (babasının) havalar güzelken her gün bir araba saatleri oluyordu), ayıyı arka koltuğa oturtmuş, çocuklar arkaya diyerek.

Babannesinde lazımlık kullanıyor, evde asla. Evde biberondan değil bardaktan su içiyor, babannesinde de tam tersi.

Sübata dedesiyle (annesinin) komşu komşu oğlun geldi mi oynuyorlar. UE kime kime faslında döngüye giriyor : - anneye, - başka kime :umegeye (artık umut ege de diyor 2-3 gündür), - başkaaaaa?, -karaya (kara kedi). Yeni modası da oyunu olumsuz oynamak. Komşu komşu oğlun geldi mi? - Gelemedi. Ne getirmedi? - İncik Boncuk. Kime kime getirmedi ....

26 Ekim 2010 Salı

Tahinli Kurabiye





Bu adreste rastladım tarife. Ne zamandır tahinli kurabiye arıyordum.

1 su bardağı sıvı yağ (1/2 bardak kullandım)
1 su bardağı tahin
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı irice dövülmüş ceviz
4 su bardağı un
1 paket vanilya (evde yoktu eklemedim)
1 paket kabartma tozu

Tüm malzemeleri karıştırıp yoğurun, 175 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri pembeleşene dek pişirin.

Basit yapımlı olduğunuz kadar çok da lezzetlisiniz sayın kurabiye diyin.


Sonuçtan çok memnun kaldık. Sadece ufak bir tavsiye UE ile kurabiyeleri başbaşa bırakmayın:))

23 Ekim 2010 Cumartesi

Bebek Alışverişi 1

Aramızda 5 gün olan yakın arkadaşım, UE doğduğunda sanırım sadece UE'ye bakmış. Şimdi soruyor, ne alacağız, o nasıldı. Hazır ona anlatacakken kamu hizmeti de yerine getireyim dedim. İşte bebek alışveriş listesi. Bizim zamanımızda yoktu böyle detaylı listeler, kıymetini bilin:)) Yazı dizisini dikkatle takip edin.


Bebek Arabası:
Pierre Cardin PS 2010W Escort Alüminyum Travel System


Kesinlikle gereksinimlere göre tercihin değişeceği bir kalem. Biz daha oturaklı modellere bakarken, 2. bebeğini bekleyen anneye rastlamıştık. 3. arabamız, size önerim iki yöne kolayca çevrilebilsin, hafif olsun, Pierre Cardin'nin böyle modelleri var demişti.

Bu modelin özelliği çok hafif olması, katlandığında az yer kaplaması, iki yöne de kolaylıkla çevrilebilmesi (hem bebeğin yüzü size bakacak şekilde, hem de yola bakacak şekilde kullanılabiliyor). Ama her seçiş bir vazgeçiş, tekerlekleri yeterince büyük olmadığı için, ben sokaklarda fink fink gezeceğim derseniz Türkiye yolları için dertli olabilir. Biz tatil mekanlarında, düz yollarda kullandığımız için 10 numara verdik. Markete gidince iki poşetini de sapına iliştirivereyim şansınız da bu modelde yok. Resimdeki renk bizim tercihimiz oldu, güneşten biraz kırarma yaşadık.

Tanıtımında şöyle demekte :"Ergonomik katlanma özelliği ile,bu arada eşsiz bir tasarım harikasıdır.Tüm arabaların katlanış biçiminden farklı olarak bu arada ilk kapatma işleminden sonra içeriye doğru ikinci defa katlanarak,boyutları ve hafifliği (6,5kg)ile pratik baston bebek arabası boyutlarına ve ağırlığına eş değer ölçüde olmaktadır.Bu sebeple ileride ihtiyaç duyacağınızı düşünüğünüz daha hafif ve küçük bebek arabası ihtiyacınızda ortadan kalkmış olacaktır."

Ana kucağını ilk aylarda önermeyen bir ekol söz konusu. Bizim doktorumuz bebeklerin ilk dört ayda kasları gelişmediği için kullanımını tavsiye etmemişti. Bazı doktorlar çukur kısmını doldurup kullanın diyorlarmış. Ana kucağını ilk etapta devreye almasak da, arabayla evin içinde çok kilometre yaptık UE ile. Tamamen yatabilen bir araba. Tam yatırıp mutfakta yanımda konumlandırıyordum.

İlerleyen aylarda anakucağını hem evde hem de Balıkesir'i yol eyledik bu sene gezilerinde bolca kullandık.

Park Yatak:
Chicco Lullaby LX Park Yatak


Açık ebat: 70 cmx100 cm
Kapalı ebat: 30 cm x 80 cm

İlk yıl için, Başbakan^'a uyup 3 çocuk doğursam üçünde de şaşmam. Hele ki, bizim gibi bolca seyahatler edecekseniz. Katladık, Balıkesir'e gittik, katladık kampa gittik, katladık yazlığa gittik. Düşer mi şaşar mı, nerede yatırsak hiç problemimiz olmadı. Sonra büyüdü, yatağını alt kademeye getirdik, içinde oyunlar oynadı, sıraladı. 1 yaş civarında da kendi tasarımımız yatağına geçti. Ama babannesinde gündüz uykularını park yatakta sürdürdü.

Alt açma ünitesi de mevcut. Fakat ben daha farklı bir alt açma ünitesi kullandığım için bu kısmını kaldırmıştım.

Port Bebe:
Baby Mol 2 `li Set



İnternette araştırdığımda, çok gereksiz almayın dedikleri için almamıştık. Ama sonra keşke başta olsaymış diye yandığımız bir ürün. Çantası taşıma çantamız olarak hala iş görmekte. Bizde bu markanın gri rengi mevcut. Annem uyumamakta direnen kardeşimi, portbebeye koy evde gezdir yöntemini çalıştırırmış vaktinde. Allahtan bizimkisi uyku konusunda teyzesi kadar inatçı çıkmadı. Fermuarı tamamen açıldığı için bebeği rahatlıkla yerleştirebiliyorsunuz.

Muhteşem Battaniye:

Bebetto Fermuarlı Kadife Bebe Battaniye Seti (Uyku Tulumu 3 Parça)



Biz hastanedeyken babasının keşfettiği, tasarım harikası battaniye. Kış bebeklerine ısrarla tavsiye ederim. Şapkasıyla da pek karizmatik oluyorlar. Bizdeki renk mavi. Hala kullanımımızda.


Küvet :
Comfy Prestij Kuvet



Sakın ha dönemez diyip bebeği üzerinde bırakmayın. Alt açma ünitesi olarak kullanılırken banyo zamanı oluyor küvet.








Yazı Dizisinin:) diğer bölümleri için bir tık...
:

Bir yazı burada Alışveriş-2

Diğeri ise burada Giysi Alışverişi

21 Ekim 2010 Perşembe

2. Yaş...

İçi öylesine coşku dolu oluyor ki insanın, kocaman kocaman sözler de yazabilir evladının 2. yaşını kutlarken.

Oysa ki son günlerde "Annem benim" diye gelip karnıma uzanındıkça UE, kocaman kocaman sözler yerine bu yaşını ben de azıcık kelimeyle kutlamak istedim.

Bilmem ben azıcık kelimeyle, senin gibi sevgimi ifade etme yetisinde miyim!

Oğlum benim, nice mutlu yaşlara.

Büyüdüğün zaman, afilli sözlerin de beni ayrı mutlu edecek;) Hep içten ol, ama hep de uğraş ver, kolaya kaçma. Seni çok seviyorum...

Hadi gel şöyle kocaman bir büüü* yapalım...


(Büüü, UE'nin bu aralar pek sevdiği burnu burna değirmece ya da burnu öpmece oyunu. Ben öperken bu kadar sulu davranmıyorum ama UE.)

19 Ekim 2010 Salı

19. Hafta- Hatırlamaca yaptık...



19. hafta da geride kaldı. Normal doğum olmayacağı düşünülürse yolu yarıladık gibi.

Kilo artışı pıldır pıldır. Bebek de büyüyor, anne rahatı da yanımda. Şu yemeği mi yesek diye konuşmak yemeği önümde bulmam için kafi, etkilerini de görüyorum.

19. haftayı UE'nin ilk kuzeninin doğuşuyla sonlandırdık. Süt geldi gelmedi, kompostoya şekeri ne kadar koyalım, yeşillik salatası, aman bol boza iç, sancın var mı günlerini yaşadık bebeği görmeye gittiğimizde. Tracy'nin kitabı da konmuş komidine;)

UE'nin bebeğe tavrı benim beklediğimden çok daha ılımandı. Bakalım diye tutturdu bolca. Çok küçük dedi. Hep ağlıyor diye taklidini yapmaaya başladı. Bebeğin getirdiği çikolata, bağlarını daha da kuvvetlendirdi:)) (Kova da UE'nin şubat dolaylarında bayıldığı bir şeyi getirmek üzere bakınmaya başlasa iyi olacak).

Baaannesiyle dedesine ufak kıskanma kaynaklı postaları oldu, halasına sardırdı. Baannesi ikinizi de seviyorum diyince bizimkinin cevabı seveme oldu. Ama benim beklediğimden çok azdı tepkileri.

Geceleri uyumadan önce Kova ile iletişime geçmeye çalışıyor. Her geçen gün fikre daha ısınıyor.

B. Teyzemizle, M. Amcamız UE'nin doğumgününü kutlarken pıtırcığı unutmamış. Kızımızın ilk elbisesi de gardrobunda yerini aldı;)

Kilo Artışı : 4.3 (Senin ivmeni hesaplayacak formülü kimler yazsın! Yavaşla biraz).

13 Ekim 2010 Çarşamba

Esperanza (Umut)*

Teknoloji, ne müthiş şeysin sen!

Dünyanın öte ucunda Şili'de, 33 madenci yerin 622 metre altında 69 gün geçirdi. Teknoloji sağolsun kapsülü yaptı, önce boş yolladı, sonra insan ağırlığında kum torbaları koydu yolladı, sonra 13 Ekim günü sıra işçileri çıkarmaya geldi...

Teknoloji, fizikte çok ileri de kimyada çakılıyor biraz. Gebe kadınlar hemen yorulup, oğullarını uyutup kendileri bayılayazıyorlar hala... Hala oğullar geceleyin uyanınca, anne diye sesleniyor, ört diyor sonra elini tutup annesinin uyuyor. Bu huzuru sağlayacak teknolojik aygıt yok hala...

Oğlunu uyutan, karnı zil çalan gebe kadınlara bir tablet yapar belki teknoloji doysun diye. Ama ya gecenin beşinde, aç karınla bir bardak süt içip o sırada ekmeğin malzemelerini makineye koyup mayalanmaya başlayışını seyretmek, peşi sıra kaynayan yumurtanın tıkırtısını duymak ve de mis kokusunu kızarmakta olan ekmeğin, bu doyumları sağlayabilir mi?

Teknoloji sağ olsun sabahın beşinde, uyuyanları uyandırmak yerine, açarsın televizyonu arkadaş olur sana. Bir de bakarsın ki, 6 ayda bire denk gelen gecenin beşinde uyanman Şili'li madencilerin kurtarılışına denk gelmiştir. Sen teknolojiye katkı yapacağım derken rastlamamışsındır konu hakkındaki gelişmelere. Gene çok şükürler teknolojiye, dünyanın öte yanındaki muhteşem kurtarma gelişmelerini canlı canlı mutfağından izleyebilmektesindir.

Lakin daha teknoloji çözüm getirememiştir insanın ruhsal yanına. Önce en psikolojisi sağlamını çıkarırlar bu nedenle. Avalos'u. 15 dakika sürecektir yukarı tırmanış. Teknoloji Avalos'un oğlunun gözlerindeki endişeyi de silememiştir. Ama göstermiştir sana o endişenin coşkuya dönüşünü...

Teknolojinin muhteşemliğine tanıklık ederken, teknolojinin asla sağlayamacağı o huzura ihtiyaç duymaktadır Umut. Seslenir anne diye... Anne bir eli karnında, bir eli Umut'ta, uyutur çocukları... Esperanza'nın babasına kavuşma anını kaçırmıştır.
Ve Zonguldak'ta 2 aile, hala babalarının cesetlerinin göçük altından çıkarılmasını umutla beklemektedir.

Şafak söker, yeni gün doğar, umutla...


* Şili'de 5 Ağustostan beri yerin altında mahsur durumda bulunan 33 madenciden Ariel Ticona'nın yeni dünyaya gelen kızına "Esperanza" (Umut) adı verildi.

9 Ekim 2010 Cumartesi

18. hafta - Artık alışveriş zamanı, annesine de kızına da.



18 hafta geride kaldı. Zaman ne kadar hızla ilerliyor. İlk hamilelikte bu kadar hızlı geçmiyordu.

Babycenter, tansiyonunuzun en düşük olduğu dönem diyor. Katılıyorum. Belki iş yerindeki yorgunluğumdan belki bundan, bu hafta kolumu kaldıracak güç hissedemedim çarşamba öğleden sonra.

Hamilelik içinde aralıklarla kullanılması için 1 hafta yasal izin de olmalı bence. Bunun bulantısı var, halsizliği var, ruhsal çalkantısı var. Çarşamba öğleden sonra 10 dakika bir kanepeye uzansam herşey yoluna girecekmiş gibi hissettim.

Pıtırcığın hareketleri iyice kuvvetlendi.

UE, kapı çalınca bazen Kova geldi diye heyecanlanıyor:)) Giderek daha fazla Kova'yı seviyooom sözünü duyar oldum.

Cinsiyet belirlenince, isim aramaları hız kazandı. Gene iki isim düşünüyoruz. Biri net gibi. E.'yi sevelim UE diyorum. Şunu sor bunu sor diyorum E.'ye. Başlıyor. E., şunu yaptın mı, E., bunu ettin mi. 3. soruya varır varmaz E. gidiyor, sesleniyor bizimki: "Kova uyudun mu?":))

Geçen hafta kısa kolluları giyerken bu hafta montlara geçtik. Akşam üstleri sırtımdan vuran güneş beni dellendiriyordu. Kışın gelmesine çok seviniyorum. Lakin kışlık hamile alışverişi yapmak lazım. Gözümde büyüyen. Neyse ki karnım çok büyümedi, bir hamile pantalonunun üstüne kalınca mevcut kıyafetlerimden uydurabiliyorum. Ama artık büyüme hızı muhteşem olacağı için, gözümü karartıp alışverişe çıksam pek iyi olacak.

3'lü testin sonuçlarını aldık. Çok şükür herşey yolunda. Şimdi sırada detaylı ultrason taraması var. Ve de kız bebek için alışveriş (ona alışveriş daha heyecan verici geliyor). İlk kıyafetini babannesi almış, pembe pijama. N. Teyze, Fransa'dan bodylerimizi getirmiş. Geçen sefer ilk kıyafetler N. Teyze'den gelmişti. Çok beğendiği bir kız tişörtünü de almıştı, ya kız olursa diye. Onu bu sefer kullancağımız için ilk kıyafet benden aslında diyor. Haklı galiba:). İlk üç ay gene kışa denk geleceği için ve uE'nin ilk aylardaki tulumları yeşil beyaz ağırlıklı olduğu için, bir usulden tulum alımıyla ilk 3 ayı atlatırız. Sonraki dönem hem mevsim döneceğinden, hem de mavilerden arabalardan arada kaçsın diye bir liste çıkarmam gerekecek. UE, çok sevdiği şeyleri tekrar etmemiz için "bi daaa" diyor. Bi daaa oluyoruz biz de:)) Ey UE'nin kocaman hurcu, açıl hurç açıl, dökül hurç dökül yapacağım uygun vakitte. Bu kadar mı küçükmüş diye gene ağzım açık kalarak, eksikler listesi yapıp, indirim fırsatlarını bekleyeceğim sonrasında.

Kilo Artışı: 3.7
Haftanın Sıkıntısı: Düşük tansiyon.
Haftanın Heyecanı: 3'lü test sonucunu beklemek.
Pıtırcık: Pıtır olma yolunda:)

2 Ekim 2010 Cumartesi

17. hafta - Reklam Ailesi Oluşumuz Kesinleşti.



Reklamlarda ailelerde neden hep bir kız bir de erkek çocuk olur?

Bugün Acar Bey'e kontrole gittik. Cİnsiyet kesinleşti (ultrasondan yorunlanabilme oranıyla elbette:)), kızımız oluyor. UE için hep bir erkek kardeş diliyordum. Ama bir de kızımızın olacak olması bizim için çok hoş. Baba, doktora giderken 2. de oğlansa 3. kız olur diyordu:)) Kız olacağını duyunca da bi oğlan doğuramadın demeye başladı:P Denizde güneşlenir gibi uzatmış bacaklarını. Ne düzgün bacaklar böyle dedi doktoru. Sonra kollarda uzun uzadıya durunca, kız hem de balerin bir kız dedi. Kız isimleri önerileriniz nasıl?:)) Yüzünü hiç göstermedi. Başını ellerinin arasına almış, abimin gürültüsünden başım ağrıdı der gibiydi:)) 3 lü taramamız için kan da verdik. Umarım her şey yolunda çıkar. İstatistiki değerlere baktığımızda tam ortada gidiyor pıtırcık. Bu haftalarda beslenmenin çok çok önemli olduğunu tekrar vurduladı doktorumuz. Ben de bu vurgunun üstüne gidip sucuk ekmek sonra pastalı poğaçalı doğumgünü kutlaması yaptım. Ayda bir kaçamak olur di mi:))

Babycenter haftalık bülteninde diyor ki, bebeğin iskeleti kemikleşiyor. Demek oluyor ki, daha da kuvvetlenecek pıt pıtlar. Salı gecesi 12'den 4'e kadar uyuyamadım (sanırım geçiş bilinçaltı stresi), bol bol pıt pıtlar dinledim. Salının acısını çarşamba 9'da yatıp 7:30'a kadar uyuyarak çıkardım gerçi.

Babycenter ayrıca, denge problemleri de yaşayabilirsiniz diyor. Ağırlık merkezimiz değişiyor ne de olsa (orta okul muydu, ağırlık merkezlerini hesapladığımız yıllar). Yürürken dikkat!

Abisi kovayı öpünce, göbeğimi oynatıyorum. Bak, çok sevindi, seni çok seviyor diyorum. Sonra bu oyunun son bulması için (aksi takdirde sabaha kadar oynar UE) uykusu gelmiş uyumuş diyorum. Bu oyun UE'yi kovaya oldukça ısındırdı. İlk kez, kovayı seviyoom sözcükleri döküldü ağzından. Hatta süt kaynaklarında süt olursa kovanın emmesine izin bile verdi:)) Kova abisinin bu öpücüklerini karşılıksız bırakmadı, ona bir hayvan seti yolladı.

Kilo Artışı:
3.2
Haftanın Sıkıntısı: Geçiş Stresi.
Haftanın Heyecanı: Cinsiyet kesinleşmesi.
Pıtırcık: 179 gram